D’She Style tavsiye eder🔝
D’She Kadını Sevgili Funda Karayel’e @fkarayel sorduk;
Tüm dünyayı saran yeni akım ‘At gitsin!’ hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Dünya’da birçok insan, kendisini evinde ya da iş yerinde işe yaramayan, ihtiyaç duyulmayan eşyaların arasında sıkışıp kalmış hissediyor. Modern dünyanın temel sorunu; üzerimizdeki yükler, fazlalıklarımız, biriktirdiklerimiz… Mutlu olmanın formülü çok basit aslında; bütün fazlalıkları atın, verin, bağışlayın, özgürlüğe kavuşturun. Az eşya çok mutluluktur, tıpkı az insan çok huzur gibi.
Sizce bu akım Türk kadınları tarafından kabul görebilir mi?
Bu soruya, bazı kesimlerde evet bazı kesimlerde hayır diye cevap verebilirim. Popüler kültür insanı maalesef zor kabul eder bu durumu, ama ben kendi adıma ‘At gitsin!’ akımının kabul görmesini diliyorum.
Dünya’da ‘At gitsin!’ akımının desteklendiğini düşünüyor musunuz?
Yabancıların bu akımı daha çok desteklediğini düşünüyorum. ‘Minimalism: A Documentary About the Important Things’ belgeseli birçok ülkede oldukça ilgi gördü. Belgesel, hayatını sadeleştirerek daha mutlu yaşamaya başlayan insanları anlatıyor.
Sizce bu akıma uyum sağlayan Türk kadınları kimlerdir?
Türkiye’de bu akıma uyanların başında Başak Dizer Tatlıtuğ, Tanem Sivar Dirvana, Deniz Berdan, Zeynep Yılmaz ve Sitare Kalyoncuoğlu geliyor.
Size ‘At gitsin!’ akımı konusunda gelen en enteresan cevap nedir?
Birden çok cevap var aslında. Zeynep Yılmaz’ın ‘Çocukların peluşlarını yuvalara dağıtıyorum’ cevabı,
Sitare Kalyoncuoğlu’nun ’10 yıldır aynı ajandayı kullanıyor, 15 yıldır aynı paltoyu giyiyorum’ cevabı,
Tanem Sivar Dirvana’nın ‘Duygusal olarak kopamadığım çok eşyam var’ cevabı,
Başak Dizer Tatlıtuğ’un ‘Biriktiren biri değilim, 50 eşya ile bile yaşayabilirim’ cevabı ve
Deniz Berdan’ın ise ‘Eşyalarımın yarıdan fazlasını attım’ cevabı bana en enteresan gelen cevaplardan bazıları.
Siz ‘At gitsin’ akımını D’She Kadınlarına tavsiye eder misiniz?
Kesinlikle evet. D’She Kadınları için, fazlalıklardan kurtulmaya önce evlerinden başlamalarını tavsiye ediyorum. Örnek vermek gerekirse, bozuk eşyalardan etiketi üzerinde duran kıyafetlere kadar kullanmadıkları, işe yaramadığını düşündükleri ne varsa atsınlar. Evdeki fazlalıklardan kurtulduktan sonra ise, hırslarını ve bitmek bilmeyen ‘Neden?’ sorularını da bir kenara atmalılar. Söylemek isteyip söyleyemediklerinden ve içlerini kemiren her şeyden kurtulmalılar. Ertelediklerini, görmezden geldiklerini, halının altına süpürdüklerini de atın gitsin diyorum onlara. Çünkü fazlalıklardan kurtulmanın her türlüsü insana ayrı bir mutluluk veriyor.