Arzu Kunt

492

D’She Style tavsiye eder🔝

Sevgili D’She Kadını Arzu Kunt’a @arzu_kunt sorduk;

Yüksek Öğretimde başarı ile sürdürdüğünüz kariyeriniz, çağdaş kimliğiniz ve zarafetiniz ile genç neslin yoluna ışık oluyorsunuz. Bize kendinizden bahseder misiniz?

Güzel ve şanslı bir çocukluğum oldu. Ailem eğitimime çok önem verdi. Fransa’ya, fransız dili ve kültürüne aşık bir babanın kızıyım ben. Hayran olduğu bu dili çocukları öğrensin istemiş bu yüzden ilkokul birinci sınıfa Fransa’nın Strasbourg kentinde başladım. Böylece Fransızca ile yolculuğum 6 yaşında Strasbourg’ta başlamış oldu. Ardından Ankara Fransız Büyükelçiliği Okulu Lycée Charles de Gaulle’de liseyi bitirdim. Üniversite eğitimimi Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde yaptım. Yine aynı bölümde asistanlık yılları… Yüksek lisans, doktora… 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’na geçtim. Uzun soluklu akademik kariyer… Yardımcı Doçentlik, Doçentlik ve Profesörlük.. Halen İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyeliği görevimi sürdürüyorum. Yıllar Fransız dili ve kültürü ile hiç kopmadan beni bugünlere getirdi.

Fransız devleti tarafından Chevalier dans l’Ordre des Palmes Académiques nişanı ile ödüllendirilmiş başarılı bir akademisyen olarak, kendileri için en doğru kariyer planını yapmaları ve hedeflerine ulaşmaları için D’She Kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Fransız Devleti’nin eğitim, öğretim ve kültür alanında çalışan bilimcilere verdiği Palmes Académiques Sövalye Nişanına layık görüldüğümü öğrendiğimde muhteşem bir duygu yoğunluğu yaşadım. Takdir edersiniz ki bu değerli nişanın Fransız Devleti tarafından bana layık görülmesi beni tarifsiz şekilde onurlandırdı. Bu bağlamda, kariyer konusuna değinecek olursak bu konuda tabii ki öncelikle sevdiğiniz ve sizi heyecanlandıran bir işi yapacaksınız.

Disiplin, sorumluluk, zamanı iyi kullanabilme, karar alabilme ve hedeflerinizin olması gerekir dahası insanın ne istediğine odaklanması da başarının kuralları arasında yer alır. Bunların yanı sıra çeşitliliğe ve değişikliğe de açık olmak başarılı olma yolunda önemli adımlardandır diye düşünüyorum.

Yoğun temponuzun yanı sıra kendinize ayırdığınız zamanlarda neler yaparsınız? Gitmekten keyif aldığınız mekanlar, dinlediğiniz müzikler, okuduğunuz kitaplar ve seyahat etmeyi sevdiğiniz yerler hangileridir?

Spor benim hayatımda çok önemli bir yer kaplıyor. Haftada en az 4 gün spora gitmezsem rahat edemem. Yoga ve meditasyon ile ilgileniyorum ve bu bağlamda kendime yatırım yapıyorum. Zihin, beden ve ruhun sadeleşmesi için buna hepimizin ihtiyacı var. Bana olumlu enerji veren ortamlarda olmak, “mış” gibi yapmayan kişilerle görüşmek ve yapmak istemediğim bir şey olduğunda “hayır” diyebilmek gibi..

Bunun yanı sıra keyif aldığım dostlarla kaliteli zaman geçirmek ve gün sonunda etkinliklere katılmakta yaşam tempomun içinde yer alır.

Seyahat etmeyi de tabii ki çok severim. Paris benim için hep özel bir kent olmuştur. Her gittiğimde sanki ilk kez görüyormuşum gibi heyecanlanırım. Yurtdışı sempozyumlarda da çok farklı yerlere gitmeyi seviyorum. Egzotik adalar da ilgimi çok çeker ve gördüklerim arasında örneğin Guadeloupe ve Mauritius bende çok güzel izler bırakmıştır.

Yemek ve servisin güzel olduğu restoranlara gitmeyi ve farklı lezzetleri tatmayı severim; Çin, İtalyan mutfağı favorilerim arasındadır. Çalışırken ve kitap okurken özellikle klasik müzik dinlemek beni rahatlatır. Samuel Beckett, Boris Vian, Sarah Kane, Paul Auster gibi yazarların yapıtlarını ilgiyle okurum. Bu bağlamda tabii ki sevdiğim ama buraya yazmakla sığdıramayacağım birçok yazar daha var Batı ve Türk yazınında.

Daha iyi bir yaşam tarzına sahip olmak için D’She Style’da kalın.